Girişimin destekçisi Dallara Vakfı’nın niyet beyanı “Her birimiz bir nar tanesi gibiyiz, aynı zamanda bireyseliz ve diğerlerinden ayrılamayız” Bu sonucun (ülkenin kullanımına açık bir şehir parkı) açık ve kasıtlı bir niyet ve sürecin sonucu olmadığı gerçeği olmasaydı, kolay bir slogan gibi görünebilirdi: Park tam anlamıyla vatandaşlar tarafından tasarlandı ve inşa edildi
Yerel topluluk tarafından belirlenen işlevlerGeçici yeniden kullanımdan ilham alan bir yaklaşım
Bugün parkta halihazırda gönüllüler tarafından inşa edilen, kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan ahşap amfitiyatro, okulların kullanımına açık sosyal bahçeler, dinlenme ve oyun alanları gibi altyapılar mevcut 500 sakini için büyük bir kutlamayla açıldı
genel-18
İleriye dönük olarak çocuklara yönelik çok amaçlı spor sahası ve engelli parkurları planlanırken, vakfın genel merkezi olacak bina da yenilenecek «İşlevler insanlar tarafından yerel topluluğun ihtiyaçlarına göre belirlendi, süreç içinde dönüştüler ve gelecekte de değişecekler Ve ortak bir fayda için seçilen Nar Parkı, son aylarda tüm kasaba ve 2 “Aslında park, kasabada eksik olan ve topluluğun kendisinin ilgilendiği, bir paylaşım ve ilişki mekanı olarak yaşayan topluluk için bir toplanma yerini temsil ediyor Sadece burada doğan insanları değil, çalışmak için gelen birçok insanı da düşünüyorum” diye açıklıyor Dallara
Pek çok efsane gibi bunun da bin bir versiyonu var: “Varano de’ Melegari” toponimiyle çağrıştırılan narın bir keşiş aracılığıyla Parma kasabasına geldiğini, ardından da oradaki soylu bir ailenin bahçesine düştüğünü söyleyenler var alan Kökeni ne olursa olsun, kırmızı meyve doğurganlığın ve iyi alametin simgesidir